sesindeki yalnızlık

modern çağın en yetenekli şairlerinden karaçalı'nın dört yıl sonra ortaya koyduğu muazzam eserdir. şarkıda kendisine cem adrian ve melis danişmend eşlik etmiş. ruhunuzu acıtır dikkat. sesindeki yalnızlık bir önceki için sesindeki haziran

mükemmel bir liriği var. rap şarkısı değil de şiir olarak paylaşılsa dilden düşmezdi belki. link lirik: gözlerinde buz parçaları izler, sessizlik, ve sessiz bir sitem olarak, kalkar yıldızları izler, aşk yok markaların kalbinde yatan yalnızlık var, ben yokum aynada biriken uzayan yalnızlıklar. size acı hiç güven umut işe yarar, batma ölüm ve hiçlikse dayatılan rol desem, bu sürgülü ve keçeleşmiş kirpiklerin ne anlamı var? size gösterilen bir veda ve yol desem. ve kan ve hayat ve duygular bana mutluluk biraz ne zan ne sana dair kırık bir ati konu miras üzgünüm denedim her versiyonunu üzgünlüğün kaybetmek korkularıydı odama giren mavi duman o seslerde kayıp içim bomboş artık daha mı yalnızım? hayır! mutsuzluk uyuşturuyor umudun kıyısız tarafındayım ben asla ağlamam sadece gözlerim dayanıksız hayvan yanlısı yılgın çiçek çelenkleri gönderdim cezaneme şimdi gündelikçi akşamlara kon hatırlat bana uzak ve yakınlığın sarıldığı bankı hatırlat nasıl başlamalıydı dinlediğimiz ilk şarkı hatırlat başak saplarını dik tutan gölgemi hatırlat efkar, deliren gezegenimi ve öfkemi hatırlat nasıl yenilirdi güneş, çiçekleri delip geç hatırlat bana benzediğin şehri gerçekten sevince -- bir yağmura başlar gibi bir koşuda yavaşlar gibi şaşkınlığa atılgan atar kil ve kıvrak bir ismin arasına kıstırılmış sonsuzluk gibi aşk nasıl yol alır sayısız dudaklarından gel kıyılarına yüzümün yüzme öğret can çekişen balıklarına gel o kumun dakikalarına kumrallığını uzat ve biraz sakalımın kokusunu al götür ört yastığına bir oğul doğur ve beni unut hatıralarımı yak şimdi hiç görmedim o son seviştiğin yabancıyı alışırım konuk koyuncu olup kaçınılmaz sonlarıma mutluluk üzerine bahis yapma zamanlarımız da hatırlarım ansızın kente ve yüreğime doğrulttuğun tabancayı zamansız ve fransız, kör makas, kesik rızk kahveyle direnen hücre, bunlar bizim merhabalarımız nitokinle görünen sabah bunlar bizim günaydınımız bir uğultuşun ortasındayız bunlar elvedalarımız şimdi seni gasp edecekler bir yüzük ve müstakil evle benim bütün takım elbiselerime pişmanlık sıçrayacak o zaman çöküp bir sigara yakabilirim bu kentte yağmurlar yağdırabilirim taze simit kuyruklarına gidişine korunamadığım gibi dönüşünü de savunamam yokluğuna dayanabilirim ancak sade bir fotoğraf olarak köprülerde ayrılabiliyor nehirlerde sevgilim hayat böyle; bir yerden sonra ne kadar karışsanda kalabalıklara

hatırlat bana uzak ve yakınlığın sarıldığı bankı hatırlat nasıl başlamalıydı dinlediğimiz ilk şarkı hatırlat başak saplarını dik tutan gölgemi hatırlat efkarımı, deliren gezegenimi. ve öfkemi! hatırlat nasıl yenilirdi güneş çiçekleri delip geç hatırlat bana.

üniversiteye gittiğinde lisedeki arkadasinla konusursun telefonda. iyiyim dersin ona, seni gerçekten taniyorsa hayır olum sesinden yalnızlık akiyor, neyin var senin? der.

--- spoiler --- şimdi seni gasp edecekler bir yüzük ve müstakil evle benim bütün takım elbiselerime pişmanlık sıçrayacak o zaman çöküp bir sigara yakabilirim bu kentte yağmurlar yağdırabilirim taze simit kuyruklarına --- spoiler ---

anlamadın göt beyinli daha nasıl belirticem bilmiyorum

köprülerde ayrılabiliyor nehirlerde sevgilim hayat böyle bir yerden sonra, ne kadar karışsan da kalabalıklara

sesindeki haziranda güzeldir arkadaşlar

karaçalı allahın bir lütfudur şarkıları ağrı kesici etkisi gösteriyor

"bir yağmura başlar gibi, bir koşuda yavaşlar gibi. şaşkın ve atılgan, ataerkil ve kıvrak. bir ismin arasına kıstırılmış sonsuzluk gibi aşk, nasıl yol alır sayısız dudaklarından?"

kaybetmek korkularıydı odama giren mavi duman

"zamansız ve fransız, kör makas, kesik rızk. kahveyle direnen hücre, bunlar bizim merhabalarımız. nitokinle görünen sabah, bunlar bizim günaydınımız. bir unutuşun ortasındayız, bunlar elvedalarımız." - link

karaçalı feat cem adrian & melis danişment şarkısı. gerçekten sözleri güzel dinleyin isterim. (#992349) linki ve sözleri bu entryde var tekrar paylaşmak istemedim. "şimdi seni gasp edecekler bir yüzük ve müstakil evle benim bütün takım elbiselerime pişmanlık sıçrayacak o zaman çöküp bir sigara yakabilirim bu kentte yağmurlar yağdırabilirim taze simit kuyruklarına gidişine korunamadığım gibi dönüşünü de savunamam yokluğuna dayanabilirim ancak sade bir fotoğraf olarak köprülerde ayrılabiliyor nehirlerde sevgilim hayat böyle; bir yerden sonra ne kadar karışsanda kalabalıklara"

"gel kıyılarına yüzümün yüzme öğret can çekişen balıklarına. gel o kumun dakikalarına kumrallığını uzat. ve biraz sakalımın kokusunu al, götür ört yastığına bir oğul doğur ve beni unut, hatıralarımı yak." şarkı

su efsane sarkiyi dinlerken onunla bir gecmisim olmasa bile olmus gibi icerlenirim. bir de bunun (bkz: sesindeki haziran) versiyonu var, hissettirdikleri ifade edilemez gibi. tabi bazi sarkilar hissedilen kisiye yazilir misali, "sakalimin kokusunu al, gotur ort yastigina, bir ogul dogur ve beni unut" gibi cinsi farkliliklar var gibi gozukse de ben cok sey etmiyorum, her turlu efkarlaniyorum. niye bunu acikladigimi soracak olursaniz, iyi olmadigimi anlayabilirsiniz bence.

Karaçalı'nın sesindeki haziran şarkısıyla birlikte en sevdiğim şarkısıdır. Sözlerinden güzel bir yeri atayım dedim de hepsini atmam gerekecek. Dinleyin en iyisi. spotify

yokluğuna dayanabilirim ancak sade bir fotoğraf olarak

o seslerde kayıp içim bomboş artık daha mı yalnızım? hayır mutsuzluk uyuşturuyor umudun kıyısız tarafındayım ben asla ağlamam sadece gözlerim dayanıksız

--- spoiler --- şimdi seni gasp edecekler bir yüzük ve müstakil evle benim bütün takım elbiselerime pişmanlık sıçrayacak --- spoiler ---

"o sesler de kayıp, içim bomboş artık. daha mı yalnızım? hayır! mutsuzluk uyuşturuyor, umudun kıyısız tarafındayım. ben asla ağlamam sadece gözlerim dayanıksız! hayvan yanlısı yılgın çiçek çelenkleri gönderdim cenazeme. şimdi gündelikçi akşamlara kon. hatırlat bana uzak ve yakınlığın sarıldığı bankı. hatırlat nasıl başlamalıydı dinlediğimiz ilk şarkı? hatırlat başak saplarını dik tutan gölgemi. hatırlat efkar, deliren gezegenimi ve öfkemi. hatırlat nasıl yenilirdi güneş, çiçekleri delip geç. hatırlat bana benzediğin şehri gerçekten sevince..." - link

Şimdi hiç görmedim o son seviştiğin yabancıyı Alışırım konuk oyuncu olup kaçınılmaz sonlarıma Mutluluk üzerine bahis yapma zamanlarımızdı, hatırlarım Ansızın kente ve yüreğime doğrulttuğun tabancayı gorsel Link

gözlerinde buz parçaları izler, sessizlik ve sessiz bir sitem olarak kalkar yıldızları izler aşk yok markaların kalbinde yatan yalnızlık var, ben yokum aynada biriken uzayan yalnızlıklar.

karaçalı'yı tanımadığım, diğer şarkılarını bilmediğim zamanlarda cem adrian dinlerken denk gelmiştim bu şarkıya. cem adrian'ı deli gibi dinlediğim lise zamanlarımda karaçalı ve melis danişmend'i keşfettim. bu şarkı'da karaçalı'nın ses tonuna hayran kalmıştım ve diğer şarkılarını dinlemiştim. ancak karaçalı her zaman bu tarz okumuyor ama yine de saian ile olan parçaları seviyorum. gereksiz uzun bir entry oldu yav

sadece ismi üzerine günlerce düşündüğümü bilirim. çok, çok büyük şarkı. yine gecemi katletti. "o sesler de kayıp, içim bomboş artık. daha mı yalnızım? hayır! mutsuzluk uyuşturuyor, umudun kıyısız tarafındayım. ben asla ağlamam, sadece gözlerim dayanıksız." - link

"Şimdi seni gasp edecekler bir yüzük ve müstakil evle Benim bütün takım elbiselerime pişmanlık sıçrayacak"

kahveyle dirilen hücre bunlar bizim merhabalarımız nikotinle görünen sabah bunlar günaydınımız

--- spoiler --- O sesler de kayıp, içim bomboş artık Daha mı yalnızım? Hayır Mutsuzluk uyuşturuyor, umudun kıyısız tarafındayım Ben asla ağlamam, sadece gözlerim dayanıksız --- spoiler --- link

şimdi seni gasp edecekler bir yüzük ve müstakil evle benim bütün takım elbiselerime pişmanlık sıçrayacak o zaman çöküp bir sigara yakabilirim bu kentte yağmurlar yağdırabilirim taze simit kuyruklarına